Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Bitkiler

Bağışıklık sistemini güçlendiren bitkiler nelerdir? Bağışıklı sisteminizi güçlendirerek enfeksiyonlara karşı koruma sağlayabilirsiniz.

Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Bitkiler Nelerdir?

Ekinezya

Bağışıklık sistemini güçlendiren bitkiler arasında yer alan ve zarif çiçekleriyle bahçelere renk katan ekinezya, Kuzey Amerika’da doğal olarak yetişmektedir. Ekinezya, ilk olarak bu kıtanın yerlileri tarafından soğuk algınlığı ve ağrılı hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Ardından, tüm Avrupa ve Amerika ülkelerinde şifa vermesiyle tanınan bitki, özellikle modern tıbbın destekleyicilerinden biri olmuştur.

Asteraceae ailesinin üyesi olan ekinezya (kirpi otu olarak da anılmaktadır), çok yıllık otsu bir bitkidir. 180 santime kadar boylanma yapabilir. Uzun yaprakları ve silindir şeklindeki gövdesi tüylü olan ekinezyanın çiçekleri ise, sarı, beyaz ve eflatun renklerindedir. Tohumla üretilir ve ekildikten bir sene sonra çiçeklerini verir.

Ekinezya bitkisi, oldukça uzun bir süredir tedavilerde kullanılan şifalı bitkiler arasında yer almaktadır. Sağlık bakımından en büyük yararı ise, bağışıklık sistemini güçlendiriyor olmasıdır.

Birçok faydası daha olan ekinezya çay, tablet veya kurutulmuş köklerinden elde edilen tozlar şeklinde tüketilebilir. Bunlardan en çok tercih edileni ise, çay şeklinde olanıdır.

Ekinezya Çayı

Ekinezya çayı, aktarlarda kolaylıkla bulunabilir. Bir çay kaşığı bitki kaynatılır ve ardından tüketilir. Çay, ekinezya kökünden yapılıyorsa tadı biraz acı olabilir. Bu acı tadı kırmak için ise, içerisine limon dilimi veya bir dilim zencefil konulabilir. Ekinezya çayı, günde 3 bardaktan fazla tüketilmemelidir.

Ekinezya Nasıl Tüketlmeli? Yan etkileri Var mı?

Diğer her gıdada olduğu gibi, ekinezyanın da tüketiminde dikkatli davranmak gerekir. Bitki, kimi insanda olumlu sonuçlar doğurabileceği gibi, kimisinde ise istenmeyen durumların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Bağışıklık sistemi hastalıklarına sahip olan kişiler, ekinezya kullanmaya başlamadan önce kesinlikle doktoruna başvurmalıdır. Ekinezya aynı zamanda, alerjik rahatsızlığı olan kişilerde tepkimelere de neden olabilir.

Hamileler ve bebek emziren anneler, şeker hastaları, tiroit bezi hastaları, kalojen doku hastalığı ve eklem iltihabı olanların da bu bitkiyi kullanmamaları gerekir. Tablet halinde de tüketilebilen ekinezya, kullanılmaya başlanmadan önce doktora danışılmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, şifa veren bir bitki olan ekinezya yanlış kullanıldığı takdirde son derece kötü durumlara yol açabilir. Bilinçli bir şekilde tüketildiğinde ise, sağlığa olan faydaları oldukça fazladır.

Zencefil

Sindirim için harika ve sağlıklı bir bitki olan zencefil ile hastalıklardan korunup kendinizi şımartabilirsiniz. Taze zencefil kullanarak evde kolayca kışlık zencefil çayı hazırlayabilirsiniz. Zencefil mide rahatsızlığını hafifletir, ancak soğuk algınlığı ve grip mevsiminde genel bağışıklığınızı arttırmak için de harikadır.

Bu çok yönlü bitkiyi içtiğinizi suya ekleyebilir ya da taze zencefilden çay yapabilirsiniz. Hamile kadınlar günde 2 gramdan fazla kurutulmuş zencefil tüketmemelidir.

Kök halindeki zencefil kabuğu soyulmadan kurutulursa esmer, soyularak kurutulursa beyaz renkli olur. Bütün, dilimlenmiş ve toz hali mevcuttur. Fırın ürünlerinde, Çin yemeklerinde, marine ve soslarda kullanılır. Unlu ve şekerli ürünlere, baharat karışımlarında kullanılır.

Zencefil Çayı

Malzemeler:

  • 4-6 ince dilim zencefil
  • 2 su bardağı su
  • 1-2 adet limon
  • 1-2 yemek kaşığı bal

Yapılışı:

  • Zencefilleri soyun ve ince dilimleyin.
  • Suya attığınız zencefilleri en az 10 dakika kaynatın.  (Daha fazla malzeme kullanıyorsanız daha uzun süre kaynatabilirsiniz.)
  • Karışımı ateşten alın.
  • İçine, sıktığınız limonun suyunu ve balı ekleyin.

Sarımsak

Sarımsağın bileşiminde şekerler, vitaminler (A, B, C), kükürtlü uçucu bir yağ ve bol miktarda sülfür bulunur. Antiseptik özelliği olduğu için sağlık açısından önemlidir. Mutfaktaki soslarda, salatalarda, ordövrlerde, yemeklerde ve çorba terbiyelerinde çok yaygın olarak kullanılır. Sarımsak, Türk mutfağında kullanımı çok yaygn olan çok sağlıklı bir bitkidir.

Sarımsak Nasıl Kullanılır?

Sarımsağı bıçakla kesmek yerine, ezerek kullanın. Böylece, tadı ve yoğunluğu artar. Küçük sarımsak dişleri, büyükler kadar keskin tada sahip olabilir.

Sarımsak ve yağ karışımları, salata soslarında ve yemek servisinde sıkça kullanılır. Ancak, bu karışımın taze tüketilmesi gerekir. Hazırlanan karışım, en fazla yedi gün buzdolabında tutulmalıdır. Birkaç ay saklamak isterseniz, dondurmalısınız. Cam kavanoza karışımı koyun ve kavanozun yarısı kadar boşluk bırakın. Sıkıca kapatın ve birkaç ay buzdolabında dondurarak saklayın.

Sarımsağı pişirerek kullanırsanız, keskin tadı azalır. Pişme süresi uzadıkça, verdiği tat da yumuşar. Sarımsağı sotelerken, çok yüksek sıcaklıkta, uzun süre tutmamaya özen gösterin. Çok çabuk kararır ve acı bir tat alır.

Sarımsağı fırında pişirirken, bütün ve soyulmamış sarımsakların üzerine yağ gezdirin ve folyoyla örtün. Sarımsağı, çorba ve yemeklere lezzet katmak, et veya tavuğun tadını pekiştirmek, salata soslarını zenginleştirmek ve sarımsaklı ekmekler yapmak için kullanabilirsiniz.

Sarımsak Nasıl Saklanır?

Bol sarımsak gerektiren tarifleriniz için sarımsakları önceden hazırlayıp, cam kavanozda muhafaza edebilirsiniz.

Sarımsak soymak ve hazırlamak zaman alır. Bir tarifiniz için bolca sarımsak ihtiyacı varsa, sarımsağı önceden hazırlayıp muhafaza edebilirsiniz. Yeteri kadar baş sarımsağı soyun ve doğrayın ya da robottan geçirin. Daha sonra hazırladığınız sarımsakları cam bir kavanozun içine doldurun ve üzerine üstünü kapatana kadar zeytinyağı ekleyin. Hava almayan cam kavanozunuzun ağzını sıkıca kapadıktan sonra buzdolabına kaldırın.

Tarifinizi hazırlayacağınız zaman cam kavanozun içindeki hazır sarımsağı kullanmanız yeterli olacak. Ancak bu şekilde hazırladığınız sarımsakları bir haftadan fazla saklamayın ve bir haftadan sonra kullanmayın.

Sarımsak Çayı

Malzemeler:

  • 3 diş sarımsak
  • Rendelenmiş taze zencefil
  • Sıkılmış taze limon suyu
  • Bal

Hazırlanışı:

  • 2 bardak suyu kaynatın.
  • Kaynamış suya zencefil ve sarımsağı ilave edin.
  • Ocağı kapatıp karışımı 10-15  dakika demlenmeye bırakın.
  • Karışıma dilediğiniz kadar limon suyu ve bal ekleyin.

Zerdeçal

Zerdeçal da bağışıklık sistemini güçlendiren bitkiler arasında yer alır. Karabibere benzeyen, ağır ve keskin kokulu, aromatik, yakıcı ve acı lezzetlidir. Çok yaygın olarak kullanılan eski ve değerli bir bahardır safranın bulunmadığı yerlerde kullanılır.

Zerdeçal, zencefilgiller familyasından sarı çiçekli, büyük yapraklı otsu bir bitkidir. Mutfak kullanımı dışında renklendirme işlemlerinde de kullanılan zerdeçal Güney Asya kökenlidir. Pazarlarda kök ve toz halde bulunur. Acımsı bir tadı vardır. Antioksidan özellik barındıran zerdeçal bağışıklık güçlendiricidir.

Zerdeçal, antioksidan yetenekleri nedeniyle son zamanlarda dikkat çekmektedir. Zerdeçalın antioksidan etkisi o kadar güçlü görünüyor ki karaciğerinizin toksinlerden zarar görmesini engelleyebilir.

Zerdeçalın köri tozunda olmasının nedenlerinden biri, gıdaya bir lezzet unsuru katmasıdır. Ancak zerdeçal da o yiyeceği sindirmede önemli bir rol oynayabilir. Antioksidan ve antienflamatuar özellikleri nedeniyle, zerdeçal sağlıklı sindirime katkıda bulunabilir.

Ayurveda tıbbında sindirim iyileştirici bir ajan olarak kullanılır. Şimdi Batı tıbbı, zerdeçalın bağırsak iltihabı ve bağırsak geçirgenliği için nasıl yardımcı olabileceğini araştırmaya başladı.

Zerdeçal Çayı

Malzemeler:

  • 25 gr kök ya da toz zerdeçal
  • 1 adet çubuk tarçın
  • Kış meyvelerinden 1 adet portakal
  • Tatlandırmak için 20 gr bal

Yapılışı:

Bir tencerede 2-3 bardak su kaynatın. Bu sırada iyice yıkadığınız portakalları kabuklarını soymadan ay şeklinde dilimleyin. Zerdeçal, tarçın ve dilimlediğiniz portakalları kaynayan suya ekleyin. Demlenene kadar kaynatın.

Demlendikten sonra süzgeç yardımıyla servis edin. Çaya tatlandırmak amacıyla bal ilave edin.

Arı Poleni

Arı polenin vitamin ve mineral kaynağı olduğunu ifade eden Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Yüzde 20 oranında protein de içerir. Polen tüm bu bileşenleri bir arada barındırdığı için literatürde “Tek Tam Gıda” olarak geçer” dedi.

Polenin içeriğini anlatan Samancı, “Polenin içeriğinde; B1, B2, B3, B5, B6, E, C vitaminleri, folik asit, biotin, ayrıca potasyum, kalsiyum, magnezyum, çinko, demir, bakır, manganez ve fosfor gibi mineraller yer alır. Polen vitamin ve mineral kaynağı olmasının yanında yüzde 20 oranında protein içerir. Polen tüm bu bileşenleri bir arada barındırdığı için literatürde “Tek Tam Gıda” olarak geçer” dedi.

Polenin günlük vitamin ve mineral ihtiyacını da karşıladığını söyleyen, büyüme ve gelişme çağındaki çocuklar için oldukça önemli bir besin kaynağı olduğuna dikkat çekti.

Çocuklar üzerinde, arı ürünlerinin kullanımı ile ilgili yapılan birçok bilimsel çalışma olduğunu kaydeden Tanuğur, 2001 yılında Ryazan Üniversitesi’nde yapılan çalışmada, Hepatit B’li çocukların polen tüketiminin karaciğer fonksiyonları üzerine etkisi araştırılmıştır. Çalışmaya 3-5 yaş aralığındaki karaciğer fonksiyon değerleri yüksek olan 65 Hepatit B’li çocuk katılmıştır. Bu çocukların 18’inde ise kabızlık bulguları olduğu tespit edilmiştir. Çalışmaya katılan 65 çocuktan 47’sine 4 hafta boyunca yemekten önce günde üç kez bal ile karıştırılan polen verilmiştir. 18’ine ise 4 hafta boyunca günde 2 kez 0.5 ml/kg polen ve laktuloz (kabızlık tedavisinde kullanılan emilmeyen bir şeker) karışımı verilmiştir. Çalışmanın sonucunda başlangıçta yüksek seyreden karaciğer testlerinin her iki grupta da (ALT, AST, GGT) düşerek normal değerlere yaklaştığı bulunmuştur. Araştırmacılar bunun polenin yüksek oranda vitamin ve mineral içermesinden kaynaklandığını ve karaciğer hastalıklarında polen tüketiminin olumlu etkileri olduğunu belirtmişlerdir.”

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu