Cemre Nedir? Cemre Ne Zaman Düşecek?
Cemre nedir? Cemre ne zaman düşer? Cemre nereye düşer. Baharın habercisi cemre hakkında bilmek isteyeceğiniz her şeyi bir araya topladık.
Cemre Nedir?
Cemre nedir? Cemre, ilkbahar başında yedişer gün arayla; önce hava, ardından su ve son olarak toprakta sıcaklığın artışı anlamına gelir.
İkisi şubat ayında, üçüncüsü mart ayında olmak üzere, birer hafta arayla önce havaya, sonra suya ve son olarak toprağa düşen cemre, havaların ısınacağının müjdecisidir.
Kıştan yaza, yani Kasım günlerinden Hızır günlerine geçişin sembolü olan cemre kültürel olarak çeşitli anlamlar içerir. Cemre, hakkında çok fazla rivayet olan bir kelimedir.
Cemre Arapçada ateş, ateş parçası, kor anlamlarına gelmektedir. Anadolu’da imere, imre, zemheri şeklinde de söylenir. Fakat en yaygın kullanımı cemredir.
Cemre, Anadolu’da bir takvim bilgisidir. Her cemrenin düşüşü bize yazın ve baharın geldiğini ifade eder. Üç cemrenin düşmesiyle bahar gelir, ardından da yaz.
Her cemrenin düşüşüyle doğa kendini tazelemeye başlar, canlanır. Sert geçen kışın ardından cemlerin düşmesiyle birlikte sıcaklar da artar.
Kadim bir gelenek ve gözleme dayalı bir takvim bilgisi olan cemrelerin düşüşü doğanın döngüsünü ifade eder. Bu döngüsel takvime göre yıl Kasım günleri ve Hızır Günleri olarak ikiye ayrılır.
6 Mayıs’tan itibaren Hızır günleri başlar. Bu tarihte hıdırellez kutlanır. Hıdırellez kadim Anadolu kültüründe bahar bayramıdır. Cemreler 7 gün arayla düşer ve bu tarihler şubat ayının o yıl kaç çektiğine göre farklılık gösterebilir.
Türk Kültürü’nde Cemre Nedir?
Cemre nedir? Deniz Karakurt, Türk Söylence Sözlüğü’nde cemreyi şöyle tanımlıyor:
“İlkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselir. Sonra buzların üzerine düşerek onları eritir. Oradan da yere girer. Bulgarlarda Zemire olarak yer alır. Türkçe Emire/İmere ile de bağlantılıdır.
İlkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselir. Sonra buzların üzerine düşerek onları eritir. Oradan da yere girer. Bundan sonra ısınmış topraktan buhar yükselir. Emire baharın gelişini temsil eder. Bulgarlarda Zemire olarak yer alır. Anadolu Türkçesindeki Arapçadan gelme Cemre sözcüğünün aslında bu adın benzetme yoluyla değişmiş hali olduğu söylenebilir. İlk cemre 20 Şubatta havaya ve yedişer gün arayla da suya ve toprağa düşer. Zemre ise Kumuk Türkçesinde nem, buhar gibi anlamlara gelir. Emir ise sis, duman, bulut anlamlarını taşır. Ünlü tasavvuf ozanı Yunus Emre ve şeyhi Taptuk Emre’nin adları da bu konuda ilgi çekici bir özellik taşır. Tasavvuftaki kor ve ateş kavramlarının mecazi anlamları vardır. Temizlenmeyi ve yeniden doğuşu temsil eden ateş aşk kavramının yakıcılığıyla da yakından ilgilidir. “
Diğer yandan cemre kor kelimesi ile de karşılanır. Yine szölükte şöyşe tanımlanmaktadır:
“Havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılan soyut ateş parçası. Böylece bu unsurlar sırasıyla bahara hazır hale gelirler. Köroğlu adının Koroğlu veya Goroğlu olarak söylendiği bazı şivelerde ismin Kor kökünden kaynaklanması ve kahramanın gökten ışık şeklinde (veya gün ışığında) düşmesi önemlidir. Bir başka rivayette Koroğlu’nun annesi gökten düşen bir ışıktan hamile kalır. Bir başka rivayette ise diri diri gömüldüğü mezarda doğum yapan bir kadının oğludur. Cemre birer hafta arayla düşer. Sümer mitolojisinde yer altı dünyasının bir adı Kur olarak geçer. Bu mitolojilerdeki ilk anlamı da dağ demektir. Korkut adının bu sözle bağlantısı dikkate alınmalıdır. Koru (Koruğ) kelimesi hem Tabu hem de Orman demektir. Kor kavramının ateşle olduğu kadar yerle ve yer unsurlarıyla da bağlantısı vardır. Kor kahramanın anası veya ona güç veren koruyucu olarak görünür.”
Türk Mitolojisinde Cemre
Cemal Beydili, Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlüğü’nde cemre (imre / imere) için şunları yazar:
Yakut İnanışlannda İlk şaman olarak “Aan Arkıl Oyun”un adı geçer. Adına sadece “Arkıl” da denilen bu ulu şaman ölüleri diriltebilir, körlerin gözünü açabilir ve ruh hastalannı tedavi edebilirdi. Yakut şamanlan merasime başlamadan önce, koruyucu ruh olan bu ilk şamanı yardıma çağınr, daha sonra hastalan tedavi etmeye başlarlardı. Adının “fal” anlamına gelen “ırk” kökünden de anlaşıldığı gibi Arkıl, hem ilk fala hem de gelecekten ve bilinmeyenlerden haber veren ilk samandı. Şaman metinlerinde, ilk şamanın göklerden indiğine ilişkin görüşler yer aldığı gibi şamanlann göklere yükselme olayına da rastlanabilir. Bir mitolojik metne göre, göklere yollanan İlk şaman, Yakutlann İlk ecdadından olan “Ellek”ln oğluydu. O, herkesten habersiz yola çıkmıştır ve hakkında söylenenlere göre, kendi koruyucu ruhlannın yanına gitmiştir. İlk şaman, varlığıyla mitolojik Ulu Anayı sembolize etmiş veya Yer Ruhunu kendinde temsil etmiştir. Ulu Ana İse mitolojik görüşlerde ölümsüz olarak betimlenmlştir. Ölüp ditilen şamanlar hakkındaki görüşler de ilk şamanlann ölümsüz olduklanna dair İnançlar zemininde oluşmuştur, (bak: Kam; Şaman)
İmre – İmere
Volga boyunda yaşayan Tatarlann geleneksel demonolojik görüşlerindeki bir mitolojik motifin adı. Nogaylarda da “Emlre” adryla bilinen bu demonik varlığın, İnsanlann gözüne görünmez olduğuna inanılırdı. Imre, İmere veya Emire, ilk baharda görünüp, titrek ışık saçarak gökyüzüne yükselen bir yer ruhudur. Sonra oradan buzlann üzerine düşerek onlan eritir ve tekrar yerin içine girer. Bunun sonucunda ısınmış topraktan buhar kalkar. Ekin işlerine bundan sonra başlanır ve hayvanlar ancak bundan sonra otlağa gkartılır. Yaşlı insanlar da geleneksel olarak tarla işlerine “Emininin gelişinden sonra başlarlardı. Kumuk halk kültüründe, “z” sesiyle, Bulgar karakterli “Zemire” adında bir motif mevcuttur. Bu kavramın başka versiyonlan da Anlaut, Kıpçak ve Nogay dillerinde görülmektedir. N. Dmitriyev. bu ruhun adını Kumuk dilinde “nem. yaş, buhar, su” anlamına gelen 262 İNİSÎASİYA “Zemre”yle ilişkili vermiştir. Bazı araştirmaalar da bu temele dayanarak aynı sözcüğü, eski Türkçede “duman, sis: kara bulut” anlamına gelen “Emir” ile karşılaştırmışlardır. Anadolu Türklerinin dilinde “Şubat ayının başlan nda, önce havada, sonra suda, en sonunda da toprakta meydana geldiği zannedilen sıcakJığın artması” şeklinde açıklanan “cemre” sözcüğü var. Halk takvimine göre birind cemre, şubatın 20’sinde havaya, ikind cemre bundan 7 gün sonra suya, üçüncü cemre ise martın 6*sı nda toprağa düşer. Azerbaycan Türklerinin yaratılışla ilgili eski mitolojik Inançlanndan gelen ve Nevruz Bayramından önce, yılın son çarşamba gününde yapılan “boz ayın dört çarşambası “m bildiren “cemle” sözcüğü de “cemre” ile aynı sözcüktür. Büyük olasılıkla buradaki “cemle” de köken itibanyla “imir. Imere, emlre” köküyle bağlıdır ve bazı sözlüklerde gösterildiği gibi. onun Arap dilinden geldiğini söylemek doğru olmaz.
Cemrenin Tarihçesi
Cemrenin kelime anlamı ”kor halindeki ateş”tir. İlkbahar başlamadan önce birer hafta aralıklarla havaya, suya ve toprağa düştüğüne ve onları ısıttığına inanılır. Eskiler 365 günlük yılı ”kasım” ve ”hızır” günleri olarak ikiye ayırırlarmış. Kasım (kış) 179, Hızır (yaz) ise 186 günmüş. Yılın kasım kısmı yani kış devresi 8 Kasım’da başlar, 6 Mayıs’a kadar sürermiş. 6 Mayıs’ta da Hıdrellez ile birlikte yaz devresi yani Hızır günleri başlarmış. Kasım ayına kasım dememiz oldukça yenidir. 1945 yılında ilgili kanun yürürlüğe girene kadar, kasım ayma ”teşrinisani” denilirmiş. Kasım, Arapça” da ”bölen” anlamına gelir. Yılı böldüğü için bu ad verilmiş olabilir.
Kasımın kırk altısında, kırk gün anlamına gelen ”erbain”, seksen altısında da elli gün anlamına gelen ”hamsin” başlar, böylece kışın en soğuk zamanları olan doksan günlük süre geçmiş olurmuş. Kasım günlerinin ortasını geçip yüz gün arkada kalınca halk arasında zorlu kış günlerini arkada bırakmanın bir ifadesi olarak ”Geldik yüze, çıktık düze” denilirmiş.
Birinci cemrenin Kasımın 105’inde (19-20 Şubat) havaya, ikinci cemrenin 112’sinde (26-27 Şubat) suya, üçüncü cemrenin 109’unda toprağa (5-6 Mart) düştüğüne ve bu cemrelerin yedi günlük aralıklarla buraları ısıttıklarına inanılırmış. Halk arasında cemrelere “Cemile kadın” da denir. Cemrelerin düşüş sıralamasında önce hava ısınıyormuş gibi görünse de hava doğrudan güneş ışınları ile ısınmaz.
Güneş’ten gelen ışınlar önce yeri ısıtırlar, yerden yansıyan ışınlar havayı ısıtırlar. Aksi olsaydı, yükseldikçe, dağların tepesine çıktıkça, Güneş’e yaklaşıldığı için hava gittikçe ısınırdı.
Meteorolojik olarak ısınma sıralaması toprak – hava- su şeklindedir. Cemre her ne kadar folklorik bir inanış olsa da, cemreler arasındaki günlerde hava sıcaklığında az da olsa düşüşler bazen fırtınalar çıktığı ve kar yağdığı görülse de Marmara Bölgesi’ne ait istatistiklere göre, cemre tarihlerinde yüzde 80’e varan oranda ısınma meydana gelmektedir.
Cemreler Türk dünyasının kültür ve edebiyatına da konu olmuşlardır. Örneğin, divan şairlerinin cemre zamanlan, baharın yaklaşması dolayısıyla önemli kişiler için yazdıkları övgü şiirlerine ”Cemreviye” denilirmiş.