Göz Sağlığı İçin Doğru Aydınlatma
Evde yanlış ışık kullanılımı pek çok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Göz sağlığı için doğru aydınlatma nasıl olmalıdır?
Mimari aydınlatma projeleriyle pek çok uluslararası ödülün sahibi olan ZEVE Aydınlatma Tasarım Stüdyosu kurucularından Dr. Fikret Talu, iç ve dış mekan aydınlatmasındaki hatalı yaklaşımların insan psikolojisi ve fizyolojisini olumsuz etkilediğini vurguladı.
Kurucu ortağı olduğu Zeve Aydınlatma Tasarım Stüdyosu bünyesinde aydınlatmanın insan sağlığı üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkileri ile kentsel yaşam alanlarındaki toplumsal etkileri üzerinde araştırma ve uygulamalar yapan Dr. Fikret Talu, iç ve dış ortamlarda doğru hesaplamalarla uygulanmayan aydınlatmaların, fazla ışığa maruz kalma ve yanlış renk seçimleri gibi olumsuz etkiler nedeniyle insan vücudunun biyolojik saatini bozduğunu dile getiriyor. Biyolojik saatin bozulması ise belirli kanser türlerine karşı riskin artması başta olmak üzere, uyku düzensizliğinden performans düşüklüğüne, kalp-damar hastalıklarından diyabete pek çok sağlık problemine yol açabiliyor.
“Yapılan araştırmalar, gözlerimizin sadece dünyaya açılan kapılarımız olmadığını, aynı zamanda psikolojimizi ve fizyolojimizi yakından ilgilendiren ve derinlemesine etkileyen duyu organımız olduğunu ortaya çıkardı.”
Dünyada yaşayan bütün canlılarda olduğu gibi insanlarda da, neredeyse bütün fizyolojik ve davranışsal parametreler belirli bir düzen içeriyor. Çevreden gelen ışıkla biyolojik saat arasındaki senkronizasyon vücudun etkin ve uygun fonksiyonları için büyük önem taşıyor. Sirkadiyen ritmin bozulması durumunda ise uyku düzeninin bozulması, performans düşüklüğü, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, hormon seviyelerinde değişme, vücut ısı değişiklikleri, kan basıncı ve belirli kanser türlerine karşı riskin artması gibi pek çok hastalık ortaya çıkabiliyor.
Sadece ev ve ofislerimizde kullandığımız aydınlatmaların değil, güncel ve tarihi mimari yapılarda kullanılan dış mekan aydınlatmalarının da olumsuz etkilerini yaşadığımızı belirten Fikret Talu, tüm bu gelişmelerin beraberinde “insan odaklı aydınlatma” kavramının ortaya çıkmasını sağladığını vurguluyor: “İnsan odaklı aydınlatma, sağlık ve konfor arasındaki bağlantıyı açıklıyor ve bir yandan görsel ve duygusal ihtiyaçları karşılarken diğer yandan da kullanıcıların sirkadiyen ritmine uyumlu olarak fizyolojik ihtiyaçlarını dengeliyor. Bu yüzden, Zeve olarak tüm aydınlatma projelerimizi insan odaklı aydınlatma prensibiyle gerçekleştiriyoruz.”
“Bu durum, iyi bir aydınlatma ortamı tasarlamayı giderek daha karmaşık hale getirirken, aydınlatma tasarımının odak noktasına da insanı koymamıza yol açıyor” diyen Zeve Aydınlatma Tasarım Stüdyosu Kurucu Ortağı Dr. Fikret Talu açıklamalarına şu sözlerle devam ediyor: “Geleneksel mimari aydınlatmada mekanın/yapının görsel algısı, parlaklık ve kamaşma kontrolü, renksel geri verim, güvenlik, ışık kirliliği ve enerji verimliliği gibi konulara odaklanılıyor. Oysa aydınlatmanın biyolojik saat ve uyanıklık gibi görünür olmayan etkileri farklı ölçüm hedefleri içeriyor. Bu da aydınlatma tasarımcılarının geleneksel mimari aydınlatma tasarımından farklı bir ölçüm yöntemi ve hedefi belirlemelerini zorunlu kılıyor.”
Doğru Aydınlatma Nasıl Olmalı?
Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Altıparmak, ‘Aydınlatma araçlarında da genellikle gün ışığına en yakın olan tonlar tercih edilir. Işığın tonunu (sıcaklığını) ifade etmek üzere Kelvin (K) birimi kullanılır. 5000 K öğlen ışığına denk gelir. 5000 K’ den daha yüksek derecede ışık tonları soğuk ışıklar (mavimsi beyaz), 3300-5000 K arasındaki tonlar ara değerler (beyaz), 3300 K’ den düşük ışık tonları ise sıcak (pembemsi beyaz) olarak izlenir. Kelvin cinsinden rakam azaldıkça renk kırmızıya (sıcak renkler), arttıkça maviye (soğuk renkler) yaklaşır. Sıcak renkler insana rahatlık ve keyif verdiğinden daha çok ev ve dinlenme ortamlarında tercih edilmelidir. Soğuk ışıklar ise uyanıklık ve dikkat artışı sağladığından iş ortamında tercih edilmelidir.